23 Haziran 2009

Suç ve Ceza

crime-and-punishment

İnternette haberlere bakarken, eşini dövdüğü için kitap okuma cezası verilen adamla ilgili bir haber ilgimi çekti.

Kitap okuma ceza olarak nasıl algılanabilir?

Ayrıca 5 yıl boyunca her ay dünya edebiyatının değerli yapıtlarından birini okuma cezası verilince adam şiddete eğiliminden nasıl vazgeçer?

Aklım almadı. Almasın da zaten.

20 Haziran 2009

Bahçedeki hazine

simya

İşsiz olmak benim seçimim ve şu anda iş aramıyorum bile. İnsanlara tuhaf geliyor bu davranışım. Ne zaman bir tanıdıkla karşılaşsam bana acıyan gözlerle bakıyor, endişelenmemi, elbet iyi bir iş bulacağımı söyleyerek beni teselli etmeye çalışıyor. Ben de onlara endişelenmediği hatta bu durumdan memnun olduğumu belirtince bana şaşkın gözlerle bakıyorlar. Gözlerinde “ Bu kız çıldırmış olmalı” alt yazısını okuyabiliyorum ama o kadar kibarlar ki bunu yüzüme direkt söyleyemiyorlar.

Yapmak istediğim tek şey var şu anda. Sırt çantamı alıp, kendimi yollara vurmak. Tıpkı rüyasında gördüğü hazinenin peşinden giden Endülüslü çoban Santiago(Paulo Coelho’nun yazdığı Simyacı kitabının baş kahramanı) gibi.

Aslında yapılan yolculuk, içsel yolculuğun maddeye bürünmesi.

Benim de aradığım bir hazine var: bilgelik ve huzur.

Yaşlı bir ağacın gövdesine sırtınızı yaslayıp,  rüzgarlarla bir sağa bir sola savrulan otları seyrettiğiniz ve bir bütünün parçası;otun, böceğin, ağacın,toprağın,bulutun ta kendisi olduğunuzu hissettiğiniz türden bir huzurun hayatıma egemen olmasını istiyorum. 

Böyle bir huzura erişmenin bilgelikle olacağını hissediyorum. Ama işin garip yanı, bu bilgeliği ve onun sonucu olan huzuru nasıl, nerede bulacağımı bilmiyorum.

Santiago, hazinesini kat ettiği onca kilometreden sonra evinin bahçesinde bulmuştu.

Bahçemi kazsam ne çıkar acaba?

Şarkı: “Return to Innocence: Enya-Pure Moods”

17 Haziran 2009

Rüzgarla Koşmak

dilekleri uçuran rüzgarUzun zamandır yazamadığımın farkındayım.

Ancak, haftada 4 gün spor salonuna gidip 3-3,5 saat spor yapınca eve geldiğimde halim olmuyor, spor salonuna gitmediğim günlerde de 1,5 saatlik koşu/yürüyüş yapıyorum.

Koşu bandında koşmaktan çok daha zevkli dışarıda koşmak elbette. Koşu bandında kendimi bir süre sonra dolap beygiri gibi hissediyorum. Öte yandan,  yollarda özellikle “A Knife in the Dark” (Yüzüklerin Efendisi-Yüzük kardeşliği soundtrack)şarkısı kulaklarınızda çınlarken, batmakta olan güneşin ışıltıları denizin yüzeyinden yansıyarak gözlerinizi kamaştırırken koşmak ve rüzgarın kamçısını suratınızda hissetmek muhteşem bir şey.

Bu arada, 8 gündür sigara içmiyorum aldığım elektronik  sigara aleti sayesinde. Ancak iştahım açıldı, doymak bilmez oldum.  Yani bir tür “ye ye koş” döngüsü içindeyim. Bakalım sonum nasıl olacak?

11 Haziran 2009

Missing Piece Of Puzzle

missing piece of puzzle

What is my place in the world other than being a daughter, a sister, an aunt, a friend, an unemployed time waster and etc.?

Why do I feel as if I don’t fit into any place? Like a puzzle piece you’re holding in your hand and checking the picture in front of you carefully, yet cannot find an exact location for it?

Why do I just spend my hours, my days, my years in a completely pointless, useless way?

Why don’t I try to figure what can I do, not only for myself but also for others?

Why do I feel so insecure?

Why do I feel incomplete?

Why do I feel as if I have forgotten to do something crucial?

Why do I keep telling people how happy I am even though I am not?

Why do I have so many -brain penetrating- questions without answers while others just seem to enjoy the view?

9 Haziran 2009

En büyük savaşım

Böyle adlandırmamda bir abartma yok, dünden beri hayatımın en zorlu mücadelesinin, en büyük savaşımın içindeyim. Muharebem, en sinsi düşmanıma, SİGARAYA karşı.

Ne zamandır aklımda bu bağımlılığımdan kurtulmak.

quitsmoking

Beni yavaş yavaş zehirlesin, uzun ve acı verici bir ölümü tattırsın diye cebimden günde 4 TL, ayda 120 TL, yılda 1440 TL ödediğim katilime elveda demeye kararlıyım.

Daha öncede sigarayı bırakma teşebbüslerim olmuştu ama hiç biri uzun soluklu değildi. Umarım, bu denememde sigarayı tamamen bırakırım ve umarım bir daha hiç ama hiç ağzıma almam bu lanet mereti.

Daha önceki sigarayla savaşlarımın aksine bu sefer bir yardımcım var. Otomatik sigara veya elektronik sigara denen alet. Babam, sigarayı bu aletin yardımıyla bıraktı ve günde yaklaşık 2 paket sigara içerken 2 aydır ağzına sigara sürmüyor.

Bir dönem bu aletlerin sağlığa zararlı olduğunu duymuştum ama babamın çok güzel ifade ettiği gibi sigaradan daha zararlı ne olabilir ki?

Ayrıca, bu aleti kısa süreli kullanacağım, 1 ay kadar.

Gazam mübarek olsun!

2 Haziran 2009

Kurabiye yaptım

Evde boş boş otururken içimden kurabiye yapmak geldi ve Emine Beder’e ait bir tarifi kullanarak kurabiye yaptım. Harika oldu.

Malzemeler

  • 1 yumurta
  • 1 yumurta akı
  • 1/2 paket margarin veya tereyağı(oda sıcaklığında)
  • 3 su bardağı un
  • 1,5 çay bardağı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 çorba kaşığı kakao

Yapılışı

Unu, yumurtayı, yoğurdu şekeri ve yumuşamış yağı bir kabın içine koyun ve yoğurun.(eğer hamur cıvık olursa içine biraz daha un ekleyebilirsiniz.)

Hamuru iki eşit parçaya bölün. Parçalardan birinin içine kakaoyu ekleyip yeniden yoğurun. Beyaz hamuru ve kakaolu hamuru merdaneyle 3 mm kalınlığında açın.(açarken zemine biraz un serperseniz hamur kalıpları yapışmayacaktır böylece daha kolay çıkarabilirsiniz.)

Beyaz hamuru kurabiye kalıpları ile kesin.(Evde kalıp olmadığı için ben bardak kullandım.)Kakaolu hamuru da küçük kalıplarla (ben küçük çay bardağı ile kestim)kesin.

Pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiye yerleştirin beyaz hamurları. Üzerlerine fırçayla yumurta akını sürüp kakaolu hamur parçalarını yapıştırın.

150 derece önceden ısıtılmış fırında kurabiyelerin üzeri pembeleşinceye kadar pişirin. Kurabiyeleriniz hazır. Afiyet olsun.

kurabiyeler

 

kurabiyeler2