22 Mayıs 2009

15 gün ne yaptım?

the_ant_bully

Şehir dışındaydım, kız kardeşimi ziyarete gittim ve 15 gün boyunca 2,5 yaşındaki yeğenim ve kardeşimle harika vakit geçirdim.

Spor yapamadım, yediklerime de dikkat edemedim ve sonuç olarak 1,5 ay sporda ne kaybettiysem 15 günde geri aldım. Ama pişman değilim :)

Yeğenimi günde 2 kere parka götürdüm ve çocuk büyütmenin ne kadar zor olduğunu bir kere daha anladım.

Çocuklara sözünüzü nasıl dinletirsiniz? Bu soruyu soruyorum çünkü ne yaparsam yapayım, ne kadar mantıklı açıklamalarda bulunursam bulunayım sevgili yeğenimin parkta gördüğü zavallı karıncaları ezmesine engel olamadım.

Parka ilk gittiğimizde neredeyse hiç sorun yaşamadık, yeğenim oradaki çocuklarla beraber oynadı. Kaydıraktan kaydı, kum kazdı, oyuncak kamyonlara doldurup boşalttı. Arada arkadaşlarıyla oyuncakları paylaşamamaktan çıkan ufak sorunlar olmadı değil ancak sırayla oynamalarını söyleyerek çözdüm sıkıntıyı.

Ama parka 2. gidişimizde çocuklardan biri yeğenime büyük bir karınca yuvası gösterdi. Ve işte o zaman sorunumuz başladı. Yeğenim, dakikalarca karıncaların hummalı şekilde çalışmaları seyretti, çekirdek kabukları, yaprak v.s. gibi şeyleri çeneleriyle taşımaları onu büyülemiş gibiydi. Ama sonra ne olduysa oldu ve ayağını kaldırıp onları ezmeye başladı. Hemen müdahale ettim. Onların canlı olduğunu, ezerek öldürmemesi gerektiğini güzel bir dille ifade ettim. Neyse ki durdu ve dikkatini tahterevalliye binen çocuklar çekince onların yanına gitti ve onlara katıldı.

Ben tam yeğenim karınca öldürme arzusunu yok ettiğimi düşünürken tahterevalliden sıkılan yeğenim az önce bir yığın karıncayı ezdiği yuvanın başına gitti, çömelerek onları seyretmeye başladı, ben de onların toprağın altında kazdıkları tünellerde yaşadıklarından bahsettim. Bir kaç dakika sonra benim yeğenim mini bir “hulk”a dönüştü, karıncaları ezmek için ayağını kaldırdı, ben aman dur yapma diyene kadar bir kaç karınca ezilmişti bile. Bu sefer duygusal bir yaklaşım sergileyip, onların bir ailesi olduğunu, çolukları çocukları, anneleri babaları olduğunu ve eğer onları ezerse ailelerinin çok üzüleceğini söyledim. Ne yazık ki, bu duygusal yaklaşımda işe yaramadı.

Sözümü dinler gibi gözüküp, fırsatını bulur bulmaz karınca soykırımı yapmaya gidiyordu. Ne yapacağımı şaşırdım.

Sonra dikkatini başka şeylere çekerek karınca ezmesine engel olmak istedim,ve onu salıncağa götürdüm. Salıncakta sallanırken, parktaki çocuklar hadi çeşmeye gidip su içelim deyince bu seferde sevgili yeğenim de çeşmeye gitmek istedi.Ben de başıma gelecekleri bilmeden onun çocuklarla çeşmeye gitmesine izin verdim. Ama buna pişman oldum, çünkü onu çeşmenin başından alamadım. Ellerini yıkadıktan sonra, ıslak ellerini kum havuzuna batırıyor, sonra bana gelip ellerim pis oldu diyerek, poposunu sallaya sallaya çeşmeye koşuyor, ellerini yıkayıp dönüyor ve yeniden ellerini kuma daldırıyordu. Tabii bu arada üstü başı da sırılsıklam oldu. Ne dediysem ne yaptıysam onu çeşmeden alamadım. Üstelik sinirlenmeye başlamıştım ve sonunda sesimi yükseltmek zorunda kaldım. Bu seferde ağlamaya başladı. Oyuncaklarını nasıl topladım onu nasıl eve götürdüm bilmiyorum. Çok sinir bozucu bir deneyimdi.Çocuk sahibi olmadığıma şükrettiğim bir andı.

Sahi, çocuklara sözünüzü nasıl dinletirsiniz?

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen görüşlerinizi paylaşın...